Artık Bizimde Astronotumuz Var
İçindekiler
Artık Bizimde Astronotumuz Var
Alper Gezeravcı, İlk Türk Astronot olarak ISS ’e (Uluslararası Uzay İstasyonu) çeşitli bilim misyonları gerçekleştirmek ve ülkemizin Uzay Çağı’nı başlatmak için en önemli adımı atmış oldu. 19 Ocak 2024 tarihinde TSİ 00.49’da ABD‘nin Florida eyaletinde bulunan Kennedy Uzay Merkezi Kalkış Kompleksi 39‘da gerçekleşen fırlatma ile hepimize büyük bir gurur yaşattı. Peki Alper Gezeravcı uzay da ne yapacak?
Uzay Misyonları
Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı, 14 gün boyunca Uluslararası Uzay İstasyonu’nda 13 deney yapacak. Bu deneyler, mikro yer çekimi ve uzay ortamında insan genetiği, insan sağlığı, biyoloji gibi alanlarda olacak. Uzay için yeni nesil alaşımlar deneyinde yüksek sıcaklıklara dayanıklı alaşımların üretilmesi üzerine çalışılacak. Deneyin, uzay, havacılık ve savunma sanayii için malzeme geliştirilmesine katkı sağlaması hedefleniyor. Dünyada zorlu koşullara uyum sağlayan tek hücreli canlıların yer çekimsiz koşullarda büyüme testleri de gerçekleştirilecek. Tuz Gölü’nde yetişen bitkinin tuza verdiği tepki de uzay ortamında araştırılacak.
.jpg)
Astronotların değişimi incelenecek
Başka bir deneyde astronotların uzayda düşük yer çekimi, radyasyon, beslenme, uykusuzluk gibi durumlarda fizyolojik ve biyokimyasal değişimleri incelenecek. Uzay radyasyonunun kanserli hücre oluşumuna etkisi de araştırma konusu olacak. Bir diğer deney ile tek hücreli canlıların uzay ve Antarktika bölgesindeki büyüme verileri karşılaştırılarak.
Bitkilerdeki değişim incelenecek
Bitkilerin, mikro yer çekimi altındaki değişimleri incelenecek. Propolis maddesinin mikro yer çekiminde bakteriler üzerindeki etkisi araştırılacak. Bir diğer deney de ses frekans değişiminden rahatsızlıkların tespit edilmesi olacak. Yapay zekâ desteği ile havanın oksijen seviyesi hesaplanarak düşük yer çekiminin sebep olduğu rahatsızlıklar tanımlanacak.
Çalışmalar TÜBİTAK Uzay, Axiom Space ve NASA ile koordineli şekilde yürütülecek.

Alper Gezeravcı Kimdir?
Alper Gezeravcı, 1979 yılında Mersin’in Silifke ilçesinde doğan bir Türk uzay yolcusudur. Babasının mesleği sebebiyle çocukluğu boyunca Türkiye’nin çeşitli illerinde geçmiştir.
İstanbul Hava Harp Okulu’nda Elektronik Mühendisliği alanında lisans eğitimini tamamlayan Gezeravcı, ayrıca Wright-Patterson Hava Kuvvetleri Üssü’ndeki Hava Kuvvetleri Teknoloji Enstitüsü’nde yüksek lisans derecesi almıştır.
Türk Hava Kuvvetleri’nde savaş pilotu olarak hizmet veren Gezeravcı, F-16 ve diğer uçaklarda 15 yıllık uçuş deneyimine sahiptir. Aynı zamanda Türk Hava Yolları’nda yedi yıl boyunca kaptan pilotluk yapmıştır.
Son olarak, Adana’daki 10’uncu Üs Komuta Birimi’nde Standardizasyon Filosu Akademik Kanat Komutanı olarak atanmıştır. Bu pozisyonda, filonun standartlarının belirlenmesi ve değerlendirilmesi, eğitim dokümanlarının Hava Kuvvetleri standartlarına uygun şekilde düzenlenmesi, F-16 ve KC-135R pilotlarının kontrol uçuşları öncesinde sınavlarının yapılması ve filo dokümantasyon standartlarının denetlenmesinden sorumlu olmuştur.
Ve artık o İlk Türk Astronot olarak uzay tarihinde yerini aldi. Astronotumuzun ilk sözü de ” İstikbal Göklerdedir” oldu.
Kısa Uzay Tarihi
Uzay tarihi, insanlığın evrendeki sınırları keşfetme ve anlama çabasını temsil eden büyüleyici bir yolculuktur. Bu yolculuk, binlerce yıl öncesine dayanmaktadır ve insanların gökyüzüne olan merakı, teknolojik gelişmelerle birleşerek uzayın keşfini hızlandırmıştır.
Uzay keşfi, antik uygarlıklardan itibaren var olmuştur. Gökyüzündeki yıldızları izleyen antik astronomlar, gökyüzündeki hareketleri ve galaksiler arası ilişkileri anlamaya çalışmışlardır. Ancak, gerçek uzay çağı 20. yüzyılın başında başlamıştır.
1961’de Sovyet kozmonot Yuri Gagarin, uzaya gitmek için ilk insan olarak tarihe geçti. Ardından, ABD’nin Apollo programı, 1969’da Neil Armstrong’un Ay’a yaptığı unutulmaz ayak basışıyla zirveye ulaştı. Bu olaylar, insanların uzaya seyahat edebileceğini ve başka gezegenlere ulaşabileceğini gösterdi.
Uzay tarihi, 20. yüzyılın sonlarına doğru, uzay araştırmalarında ve keşiflerinde devrim niteliğinde gelişmelerle devam etti. Hubble Uzay Teleskobu’nun fırlatılması, uzak galaksilerin ve yıldız sistemlerinin görüntülerini yakından inceleme fırsatı sağladı. Mars’a gönderilen uzay araçları, Güneş Sistemi’ndeki diğer gezegenlerde de detaylı araştırmalara olanak tanıdı.
Bugün, özel şirketler, devlet destekli ajanslar ve uluslararası işbirlikleri, uzayda keşif ve araştırma projelerini sürdürmektedir. Mars’a insanlı misyonlar, yeni nesil teleskoplar ve diğer uzay araştırmaları, insanlığın evrenin gizemlerini çözme çabasını canlı tutmaktadır. Uzay tarihi, teknolojik ilerlemelerle birlikte ilerleyerek, insanların evrende daha fazla yer keşfetme arzusunu beslemeye devam edecektir.
Türkiye Uzay Tarihi
Türkiye’nin uzay tarihi, bilim ve teknoloji alanındaki gelişmelerle birlikte ilerleyen ve son yıllarda önemli başarılar elde eden bir süreci kapsar. Türkiye, uzay araştırmaları ve uygulamaları konusunda giderek artan bir ilgi ve katılım göstermiştir.
Türkiye’nin uzay programları, Türkiye Uzay Ajansı (TUA) tarafından yönetilmektedir. TUA, 2018 yılında kurulmuş olup ülkenin uzay politikalarını belirleme, uzay araştırmalarını teşvik etme ve uzay teknolojilerini geliştirme amacını taşır. Türkiye, bu çabalarıyla kendi uydu ve roket teknolojilerini geliştirmeye yönelik adımlar atmıştır.
Türkiye’nin uzay tarihinde önemli bir dönemeç, 2017 yılında Türkiye’nin ilk kez kendi milli tasarım ve üretimi olan bir gözlem uydusu olan Göktürk-1’in fırlatılmasıydı. Bu, Türkiye’nin kendi uydu teknolojisine sahip bir ülke olma yolundaki önemli bir adımdı. Göktürk-1, yüksek çözünürlüklü görüntüleme kapasitesiyle askeri ve sivil alanlarda kullanılmaktadır.
Ayrıca, Türkiye’nin uzaya gönderdiği diğer uydular arasında Türksat iletişim uyduları da bulunmaktadır. Türksat, Türkiye’nin televizyon yayınları, telekomünikasyon ve internet servislerini sağlamak için kullanılan uyduları işletmektedir.
Gelecekteki hedefler arasında Türkiye’nin kendi roket teknolojilerini geliştirmesi, daha fazla keşif ve gözlem uydularını uzaya göndermesi ve uluslararası uzay projelerine daha etkin bir şekilde katılması yer almaktadır. Türkiye, uzay araştırmalarındaki bu artan çabalarla, küresel ölçekteki uzay projelerine katkıda bulunan önemli bir aktör olma potansiyelini taşımaktadır.