DR. ÖĞR. Zekeriya TEMİRCAN İle Röportaj
İçindekiler
DR. ÖĞR. Zekeriya TEMİRCAN İle Röportaj
PSİKOLOJİ BÖLÜM BAŞKANI DR. ÖĞR. ÜYESİ ZEKERİYA TEMİRCAN İLE RÖPORTAJ
3 YILI SÜREDİR KAPADOKYA ÜNİVERSİTESİNDE GÖREV ALAN, MESLEĞİNDE YILLARDIR GENÇLERLE İÇ İÇE OLAN ZEKERİYA TEMİRCAN ,BUGÜN Kİ SAYGIDEĞER KONUĞUMUZ. BİZLERİN RÖPORTAJ TEKLİFİNİ KABUL EDİP YARDIMLARINI ESİRGEMEDİĞİ İÇİN TEŞEKKÜRLERİMİ İLETEREK BAŞLAMAK İSTİYORUM.
1) KENDİNİZDEN KISACA BAHSETMENİZİ VE EĞİTİM HAYATINIZLA İLGİLİ BİLGİLERİNİZİ SUNMANIZ ADINA SÖZÜ SİZLERE BIRAKIYORUM.
Merhabalar, tabii ki. Ben Zekeriya TEMİRCAN.
İlk, orta, lise eğitimimi Kayseri`de tamamladım. 2001 yılında Niğde Üniversitesi (Şimdiki Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi) biyoloji bölümünü kazandım. Lisans eğitimimi biyoloji üzerine Türkiye`de tamamladıktan sonra kazandığım yüksek lisansla Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) yolculuğum başladı.Daha sonra Psikoloji alanına duyduğum ilgiden dolayı gerekli araştırmaları yaparak ve gerekli tüm bilimsel hazırlıkları tamamlayarak yüksek lisans ve doktoramı Amerika da psikoloji alanında tamamladım. Şu anda da çalışmalarımı nörobilim, nöropsikoloji, sağlık psikolojisi üzerine yürütüyorum. Eğitim hayatımı bu şekilde özetleyebilirim.
2) PSİKOLOJİ BÖLÜMÜNÜ SEÇMENİZDE SİZİ ETKİLEYEN MOTİVASYONUZU BİZİMLE PAYLAŞIR MISINIZ?
Psikolojiyi özellikle yurtdışında spesifik olarak da Amerika da hemen hemen neredeyse 100 yıl öncesinde popüler olmaya başlayan bir bilim dalı.
Psikoloji dalının diğer tüm alanlarla olan ilişkisi araştırmacılara çok geniş yelpaze sunması en önemli motivasyon kaynağı oldu benim için. Farklı disiplinlerden de faydalanılarak insanın kendini anlaması, eleştirel düşünceye sahip olması (ki yurt dışı deneyimi ile bunun çok geliştirilebileceğini düşünüyorum), insan ilişkilerinin daha iyi anlaşılması, insan gelişiminin aşamaları gibi bir çok konunun geniş bir perspektifte araştırılması diğer bir motivasyon kaynağı oldu.
3)AKADEMİK KARİYERİNİZDE ÇOK KÜLTÜRLERLE BİR ARADA OLUP BERABER BİR EĞİTİM ÖĞRETİM DÖNEMİ İZLEDİĞİNİZİ GÖRMEKTEYİZ. BİZLERE FARKLI KÜLTÜRLERLE BİR ARADA OLMANIN SİZLERE GETİRİLERİNDEN BAHSEDER MİSİNİZ? BU KONUYU HEM EĞİTİM HEM DE KİŞİSEL OLARAK DİNLEMEK İSTERİZ.
Çok güzel bir soru. Birincisi yurt dışında bulunmanın en büyük avantajlarından bir tanesi çok kültürlülüğü gözlemleyerek olaylara farklı açılardan yaklaşma becerisi kazanmak. Bu becerileri bilimsel araştırmalarda ve çalışmalarda kullanmak farklı çalışmalar yapmaya kapı aralamaktadır.
Farklı kültürlerden insanlarla bir arada yaşamak hem yeni fikirlerin ve yeniliklerin ortaya çıkmasına katkıda sunmakta hem çok yönlü düşünmeye yardımcı olmaktadır. Bununla beraber kalıplardan kurtulma, olayları ve kişileri daha objektif değerlendirme, daha şeffaf yaşantı sürmeye yardımcı olmaktadır. Bu becerilerin yanı sıra bilimsel araştırmalara ve çalışmalara multidisipliner olarak bakabilme yetisi kazandırmaktadır.
Yurt dışı deneyimi sayesinde global bir network arkadaş ağınız olabilir ve bu ağ size hem kişisel gelişimizde hem de kariyer gelişiminizde büyük avantajlar sağlayabilir. Tüm öğrencilerime özellikle üniversite yıllarında Erasmus değişim programları avantajlarını iyi kullanarak öğrenci değişim hareketliliğinden faydalanmalarını tavsiye ediyorum. Ayrıca gerek okul döneminde yaz aylarında gerekse mezun olduktan sonra öğrencilerimiz yine dil öğrenme, staj yapma, yüksek lisans gibi programlara gitmeleri için her zaman destek ve tavsiyelerde bulunuyorum.
4)PEKİ EĞİTİMİNE YURT DIŞINDA DEVAM ETMEK İSTEYEN GENÇLERE, BİZLERE SÖYLEMEK İSTEDİĞİNİZ ŞEYLER VAR MI?
Üniversite yılları boyunca Erasmus öğrenci değişim programları ve buna benzer yurt dışı öğrenci hareketliliği programları hakkında iyi bilgi sahibi olmaları çok önemli. Yurt dışında eğitim görmek için programlar bunlarla sınırlı olmamakla beraber bir çok öğrenci hareketliliği programlarını araştırarak yurt dışında eğitim alabilirsiniz. Bunun yanında okul dönemini takip eden yaz aylarında (ekonomik imkanı el verdiği koşullarda) vakitlerini yurt dışında dil öğrenme programlarında geçirmelerini tavsiye ederim. Belirli bir dil düzeyine ulaştıktan sonra hem kendinizi daha rahat ifade edeceksiniz, hem kendinize öz güveniniz artacak hem de mezun olduktan sonra yurt dışı fırsatlarını araştırma imkanına kavuşacaksınız.
Mezun olduktan sonra yurt dışında eğitimini devam etmek isteyen öğrenciler bu hedefe ulaşmak için planlarını ne kadar erken yapar ve hazırlıklara ne kadar erken başlarsa kendileri için o kadar iyi olacağını düşünüyorum. Bu konular hakkında daha fazla fikir edinmek için hem Üniversitemizin Uluslararası İlişkiler Ofisini sıkça ziyaret edin hem de kariyer danışmanızı hocanızla sürekli iletişim halinde olun.
5)ŞUAN DA SİZLERİ BİR EĞİTİM KURUMUNDA PSİKOLOJİ ALANINDA GÖRMEKTEYİZ DAHA ÖNCELERDE NERELERDE YER ALDINIZ ? OKUL DIŞINDA DA FARKLI ALANLARDA OLMUŞ MUYDUNUZ?
Ben 2018 yılında Amerika’da eğitimimi tamamlayarak Türkiye’ye geldim. Kapadokya Üniversitesi de Türkiye’deki ilk kurumum. Daha önceki deneyimlerimin hepsi yurt dışında bulunmuş oluyor. Yurt dışında eğitimimi tamamlarken aynı zamanda kendi alanımda araştırmalara katılmak için çeşitli üniversitelerde araştırmacı pozisyonunda bulundum.
Türkiye de ki ilk kurumum Kapadokya Üniversitesi burada da üçüncü yılımı icra ediyorum. 3 yıldır burada hem Bölüm Başkanı olarak hem de öğretim görevlisi olarak çalışıyorum.
6)AKADEMİK KADROSUNDA YER ALDIĞINIZ KAPADOKYA ÜNİVERSİTESİ PSİKOLOJİ BÖLÜM BAŞKANLIĞI HAKKINDA DUYGU VE DÜŞÜNCELERİNİZ NELERDİR?
Kapadokya Üniversitesi Anadolu`nu çok güzel bir turistik şehrinde ve ilçesinde yer alan çok nadide üniversitelerden bir tanesi. Kendi bünyesinde olağanüstü imkanlar vaat eden ve çok da kaliteli eğitim veren bir üniversite.
Psikolojiyi özellikle yurtdışında spesifik olarak da Amerika da hemen hemen neredeyse 100 yıl öncesinde popüler olmaya başlayan bir bilim dalı . Özellikle kendi bölümümüz bağlamında konuşucam. Son 2 yılda mezun vermiş ve hemen hemen yedi yaşında olan bir bölümüz. Yaklaşık 350 ye yakın lisans öğrencimiz bulunmakta ki bunun yaklaşık kırk öğrencisi çift anadal ve yandal programı kapsamında başka bölümlerden gelen öğrencilerimiz. Bunun yanında genel psikoloji alanında yüksek lisans programımız bulunmakta.
Eğitim kadromuzda iki Profesör hocamız, bir tane Doçent hocamız, üç Doktor Öğretim Üyesi, bir Öğretim görevlisi, iki Araştırma Görevlisi hocamızla eğitim veriyoruz. Dolayısıyla öğrencilerimizi bölümümüze gelip ziyaret etmelerini, hocalarla tanışmalarını, derslerimize girmelerini, görmelerini tavsiye ederim ki zaten şu anda full kapasiteyle eğitim vermekteyiz. Bence verdiğimiz eğitim müfredatına bakıldığı, ders çeşitliliğine bakıldığı, hocalarım CV’lerine bakıldığı zaman hakikaten çok kaliteli eğitim verdiğimiz, çok kaliteli hocalarla çalıştığımız herkesin takdiri olacaktır. Kendimizi geliştirmeye devam edeceğiz, bunun yanında gelip bizleri ziyaret etmelerini tavsiye ederim.
7)DİL ÖĞRENME KONUSUNA NASIL BAKIYORSUNUZ?
Bu bölüm için şunu söyleyebilirim, tamamen yurt dışı deneyimlerimi paylaşayım bu konuda. Aslında dil öğrenmek ya da dili konuşmak bizim ülkemizdeki öğrenciler açısından problem olarak nitelendirebileceğimiz bir şey ki aslında bana göre öyle değil. Bunun iki nedeni var bir tanesi korku, diğeri ön yargı. Biz bunu kırmak için kendi bölümümüzde mesleki İngilizce derslerini icra ediyoruz. Öğrencilerimize akademik dile, akademik literatüre ,araştırmalarda kullanılan kelimelere, kalıplara, cümlelere biraz daha vakıf olmalarını istiyoruz. Özellikle alanımıza özgü makale, akademik araştırmalar, projeler, kitaplar ve videolar ile dersi destekleyerek, öğrencilerin farklı şekillerde beslenmelerini sağlıyoruz. Sadece mesleki ingilizce dersi olarak değil alanda sunduğumuz bazı seçmeli dersleri de ingilizce anlatarak isteyen ve gönüllü olarak bu dersleri alan öğrencilerin dil seviyelerini daha yukarı çıkarmak için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Son iki yılda yaptığımız uygulamalar sayesinde programın başarılı olduğunu söyleyebilirim. En azından öğrencilerin bize verdikleri geri bildirimler ve kendilerinde gördüğümüz ilerlemeler bunu desteklemektedir.
Bu iki yıldır yaptığımız bir uygulama, çok yol kat ettiğimizi düşünüyorum. Öğrencilerin birçok ön yargısının kırıldığını, özellikle konuşma becerilerinin daha bir ileri seviyeye gittiğini ve bununla beraber alanımıza özgü bilmeleri gereken terminoloji ileri İngilizce olarak hâkim olduklarını görüyoruz.
- Peki yurt dışına gitmeyenler ne yapabilir?
Tavsiyem şu, eğer imkanları varsa bir şekilde dik kurslarına giderek bilgilerini pratiğe dökebilirler. Bununla beraber kendi bölümlerinde hocalarına ricada bulunarak bölümlerine İngilizce açılabilecek dersler sayısını arttırsınlar. Bu seçmeli ders olur, zorunlu ders olur mesleki İngilizce dersi olur. Bu tip dersleri arttırarak İngilizce düzeylerini geliştirirler.
Kitap okuyarak da dil kabiliyetlerini geliştirebilirler. Özellikle tavsiye edebileceğim, okudukları kitaplardan notlar alarak, bilmiyorlarsa bilmedikleri kelimeleri yazarak, cümleleri yazarak daha sonra uygun filmleri izleyerek, uygun podcastleri dinleyerek daha sonra televizyon programlarını İngilizce alt yazılı ya da yazısız fark etmez izleyerek dinleyerek belli bir kıvama gelirler ama bunun için emek gerekir. O emeği vermeleri önemli.
8)SİZCE BİR PSİKOLOĞUN HAYATININ BİR PARÇASI ETMESİ GEREKEN ŞEYLER NELERDİR? NASIL DAHA İYİ BİR PSİKOLOG OLUNUR?
Birincisi Psikolog Camiasında bulunan Hatırı sayılır akademisyenleri takip edip onların hayatlarını bir incelemelerini de tavsiye ederim. Nasıl başarılı olmuşlar, nasıl emek vermişler, hangi kitapları yazmışlar o kitapların içerisinde neler var? Bunları bir kere güzelce okuyup güzelce analiz etsinler. İkincisi aldıkları eğitimlerle kesinlikle yetinmesinler. Bu aldıkları eğitim lisans düzeyinde ise bunun yüksek lisans düzeyine nasıl çıkartabilirler? Onların arayışına girsinler, yüksek lisans düzeyinde ise doktora seviyesine nasıl girilir? Bunun araştırılması içerisine girsinler. Eğer lisans seviyesinde kalıyorlarsa farklı eğitimlere, seminerlere, kongrelere ve buna benzer akademik etkinliklere katılarak kendilerini geliştirebilirler.Benim tavsiyem şu olacak, lisans seviyesindeki bir öğrenci lisans düzeyini bitirdikten sonra kendini yeterli görmemelidir. Eğitimlerine yüksek lisans düzeyinde ya da alanda bulunan akademisyenlerden yeterli ve gerekli eğitimleri alarak kariyerine devam etmelidir. Hem okudukça hem eğitim aldıkça hem de süpervizyonlara katıldıkça, tecrübeli insanların yanında onlardan faydalandıkça zaten belli bir kıvama geldiklerini göreceklerdir.
9)SİZLERE BİRAZ DA ALANLA İLGİLİ, ALANA YÖNELMEK İSTEYEN VEYA ALANIN İÇİNDE OLAN BİREYLERE KEŞKE YAPSAYDIM / YAPMASAYDIM, BU MUTLAKA YAPILMALI DEDİĞİNİZ ŞEYLERDEN ÖRNEKLER VERİR MİSİNİZ?
Bir kere zamanınızı çok iyi kullan. Üniversite hayatı boyunca yapmak istediğiniz sosyal aktiviteleri ve faaliyetleri yaparken bilimsel olarak da kendinizi yeterli bir seviyeye getirin. Bununla sınırlı kalmayın. Farklı farklı alanlarda farklı stajlar yapın, psikolojinin alt anabilim dallarını araştırarak ilgi duyduğunuz alanda kendinizi daha iyi yetiştirmek adına eğitimlere, seminerlere, kongrelere ve buna benzer etkinliklere katılın.
Mümkünse bir yurt dışı stajı ya da bir yurt dışı araştırmasına katılın. Burada şunu da tavsiye edeceğim öğrencilere özellikle ikinci sınıfı bitirdikten sonra ya da ikinci sınıfın yarısında mutlaka bir araştırma projesinin içinde olmaya gayret gösterin. Bu bir TÜBİTAK projesi olur ki bizim temennimiz genelde o. Bir araştırma yöntemlerinin nasıl yapıldığını, sahaya inerek verilerini nasıl toplandığını, o verileri nasıl incelendiğini, sonuçlarını nasıl yazıldığını neler ifade ettiğini bunları kesinlikle önem göstererek farklı araştırmaların bir parçası olmaya gayret gösterin.
Öğrencilik yıllarında gerek öğrenci kongreleri ya da bilimsel kongrelerin mutlaka bir parçası olsunlar. Eğer mümkünse düzenleme kurulunda aktif gönüllü olarak görev alsınlar. Bu mümkün değilse en azından bir proje hazırlayarak oralarda bir sunum gerçekleştirme hayaline girsinler, bunu gerçekleştirsinler. Bunlar zaten alanla alakalı o öğrencileri o kadar yetiştirecektir ki yaptıkça ve katılım sağladıkça hep daha fazla öğrenecek ve hep fazla içinde olmak isteyeceklerdir. Dediğim gibi TÜB1İTAK projeleri, araştırma projeleri, kongrelere katılmak, bir tez yazabilmek, bitirme projesi hazırlayabilmek, yüksek lisans yapmak, diğer seminerlere, etkinliklere doya doya katılmak ya da onların listesini çıkartmak kendi CV yerini oluşturması açısından çok kıymetli.
10)PSİKOLOJİ BÖLÜMÜNÜN GELECEĞİNİ NASIL GÖRÜYORSUNUZ?
Psikoloji bölümü ülkemizde özellikle son yıllarda çok popüler olmaya başlayan, üniversitelerde lisans programlarının arttığı görülen bir bölüm haline geldik. Tabi şu an iş olanaklarına baktığımız zaman hala istediğimiz noktada değiliz. Yani hem kamu hem özel olmakla birlikte. Politikacıların yapacağı şeyler de var iş alanlarının açılmasına yönelik , kurgunun oluşturulmasında görev alacak akademisyenlere de bilim insanlarına düşen görevler de var bu konuda. Aslında çok fazla alanın faydalanabileceği bir alan psikoloji alanı, yani bir görev tanımı oluşturulduğunda bir iş sahası oluşturulduğunda sağlıkta, eğitimde, adliyelerde, hukukta, işletmelerde, endüstriyel alanlarda ve daha bir çok farklı alanda psikologlara ihtiyaç duyulmaktadır.
Kamunun ve Özel’in Psikologlara çok ciddi ihtiyacı var ama onlardan nasıl faydalanacağını hakkında bir boşluk var. O boşluğun giderilmesi gerekir. Özellikle bizim eğitim camiasında tespit edip gördüğümüz birçok boşluk birçok ihtiyaç var ama bunun oturup Bakanlıklar boyutunda Politikacılar boyutunda hakikaten üzerinde kafa yorularak düşünülmesi ve pozisyon açılması gerekiyor.
11)PEKİ BİR BİREY OLARAK TÜM SIFATLARINIZDAN AYRIŞARAK YAŞAMA BİR KEZ DAHA GELSENİZ YİNE AYNI YOLCULUKTA İNSANLA İÇ İÇE OLAN BU MESLEĞİ SEÇER MİYDİNİZ?
Kesinlikle seçerdim. Kendi çalışmalarımdan ya da kendi alanımdan şu şekilde örnek verebilirim, her bir yeni çalışma yaptığımda başka çalışmaların kapısının açıldığını gördüğüm için bu insanı zaten heyecanlandırıyor daha da doyumsuz hale getiriyor daha bir akademik azme sahip oluyorsunuz. Dolayısıyla ben zaten sağlık, Nörobilim, Nöropsikoloji sağlık alanlarını sevdiğim için bu alanlar hakkında yapılacak bütün çalışmalar beni daha da heyecanlandırıyor. Gönül istiyor ki çok fazla zamanımız olsun. Çok fazla araştırma yapalım ama buna zaman imkân vermeyebiliyor. Kesinlikle yani elimde bir fırsatım olsa yapmak istediğim, kafamda tasarladığım araştırmaların hepsini yapmak isterim.
12)ŞİMDİ SİZLERDEN SON SÖZLERİ ALMAK ÜZERE KONUŞMAMIZIN ANLAM VE ÖNEMİ ADINA SÖZÜ TEKRARDAN SİZ ZEKERİYA TEMİRCAN`A BIRAKMAK İSTİYORUM.
Teşekkür ederim böyle bir fırsat verdiğiniz için. Yani hem öğrencilere tavsiye hem aslında toplumun yönlendiricilerine karşı tavsiyeleri içeren de bir konuşma oldu ve bu bağlamda yine öğrencilere sadece şunu diyebilirim kendilerini geliştirmekten, okumaktan ve araştırma ruhu kazanmaktan geri durmasınlar. Kendilerini sürekli geliştirsinler geliştirmek için bir sürü fırsatlar var. O fırsatları değerlendirsinler, bilmiyorlarsa da bilenlere sorsun. Vakitlerini dolu değerlendirmelerini isterim. Çünkü bu vakit bir daha geri gelmeyebiliyor ileride bir zaman geldiğinde zaten kendilerini ne kadar faydalı işler yaptığını kendileri karar verecektir.
ZEKERİYA HOCAMA RÖPORTAJ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM. BİZLERE BU YOLDA DENEYİMLERİNDEN FAYDALANARAK VERDİĞİ FİKİRLER VE BİLGİ AKTARIMI İÇİN TEŞEKKÜRLERİMİ İLETİYORUM.
Seniha Sudenaz ERTEN
Kapadokya https://youtu.be/bAbeTxnXBl8üniversitesi tanıtım filmi aşağıda yer almaktadır.