Çalışan Bağlılığı Danışmanı & Profesyonel Koç Bertay Fişekçi İle Röportaj
Çalışan Bağlılığı Danışmanı & Profesyonel Koç Bertay Fişekçi İle Röportaj
Merhabalar Bertay Bey biraz kendinizden bahseder misiniz?
Merhaba, ben Bertay Fişekçi… İTÜ Elektronik haberleşme bölümünü bitirdikten sonra tıbbi cihazlar sektöründeki en büyük üç global firmada 23 yıl çalıştım. Siemens, Philips ve General Electric firmalarındaki bu 23 yılımda değerli rollerde hizmet ettim ve önemli tecrübeler biriktirdim. Kurumsal hayatımın ardından çalışan bağlılığını artırmak ve insan odaklı bir kültür yaratmak isteyen firmalara yardımcı olma misyonu ile kendi şirketimi kurdum. 4 yılı aşkın süredir çalışan bağlılığı, liderlik becerilerinin geliştirilmesi, zihinsel zindelik konularında programlar sunuyor, eğitimler veriyor ve mentörlük çalışmaları yapıyorum.
51 yaşındayım, üniversitede okuyan iki evladım var, İzmir’de yaşıyorum.
Profesyonel koç ve mentor olmaya nasıl karar verdiniz?
Kurumsal hayatımın son döneminde “Bunun daha iyi bir yolu olmalı” cümlesini daha sık söylemeye, şirkette kullanılamayan potansiyeli görmeye ve daha iyi liderlik davranışları olabileceğini daha net görmeye başladım. Bunun üzerine kendi şirketimi kurduğumda ilgilendiğim bu alanlar kendi gözlemlerim ve acılarım üzerine bina edildiği için gerçek hayata daha dokunan bir alanı yarattı. Pandemi döneminde eğitimimi tamamlayarak profesyonel koç unvanı aldım. Bu becerileri ve 23 yıllık kurumsal tecrübemi birleştirerek şirketlere ve bireylere koçluk ve mentörlük oturumları ile destek oluyorum.
İş hayatındaki başarınızın sırrı nedir?
Benim hikayemde tutku ile uygun rollerin zamanında birleşimini görebiliyorum. Örneğin Siemens’te bir genç ürün müdürü olarak çalışırken Almanya Siemens’ten teklif alıp 5 yıl Almanya’da yaşadım. O dönemde 30’dan fazla ülkeyi yöneterek önemli bir deneyim kazanmıştım. Ardından Philips Türkiye’de daha önce olmayan bir role getirildim ve iş geliştirme müdürü olarak yapılmamış projeleri gerçekleştirdiğim bir dönem yaşadım. GE’de ise bir ultrason cihazının global ürün müdürü olduğum rolümde bence kariyerimin zirvesini yaşadım. Sanırım çalıştığım firmadan bağımsız bireysel misyonum ve tutkumu işime yansıtabilmem bu kariyer öyküsünü yaratmamda etkili oldu. Ayrıca çok farklı liderlerle çalıştım, çok değişik kültürleri tanıdım, tüm dünyayı gezdim, hepsi birbirini tetikleyen bir bütün diye düşünüyorum.
İş hayatında başarılı olmak isteyen kişilere neler önerebilirsiniz?
Bence kariyer bir yolculuk… inişi de olabilir çıkışı da… Başarı dış dünyanın belirlediği başarıdan ziyade sizin kendiniz için belirlediğiniz başarı olmalı bence… Örneğin ileride kendi dijital pazarlama şirketini başlatmak isteyen bir çalışan arkadaşımız şu an çalıştığı firmada ilerideki işinde ona yarayacak becerileri ediniyorsa, başka bazı kriterlerden bağımsız olarak kendini başarılı ve doyum içinde hissedebilir.
Diğer bir boyut da kendini tanımak… Çalıştığınız şirketten bağımsız olmak üzere herkese kendi kişisel misyonlarını yazmalarını öneriyorum. Böylece kutup yıldızınız hep sizinle olacak. İçinde olduğunuz firma veya rolü bu temel misyonunuz çerçevesinde değerlendirebilirsiniz.
Bugünün iş dünyasında “teknik bilgi” edinilebilir görünüyor, üretken yapay zeka ve internetin çok boyutlu imkanları ile temel eğitimi belli bir seviyede olan bir çalışan şirketi, sektörü ve özelde ürünü ve işi öğrenebilir bence. Daha değerli olan, daha zor öğrenilen ve daha az bulunan ise davranış becerileri… Bugünün iş dünyasında görünmek, başarılı olmak, performans göstermek, müşteri ilişkilerini etkili şekilde yürütebilmek, şirket içinde söz sahibi olmak için bu davranış becerilerini edinmek gerekiyor. Bir ekip yönetimi rolünde olup olmamaktan bağımsız olmak üzere tüm çalışanların kendilerini bu konuda değerlendirmeleri ve eksik alanlarını ortalama düzeylere getirirken güçlü alanlarını parlak hale getirmeleri iyi bir tavsiye olabilir. (Yeni bir işe giriyorsanız veya iş hayatına yeni başlıyorsanız şu program faydalı olabilir: https://bertayfisekci.com/is-hayatina-hos-geldiniz-programi/ )
Bu davranış becerilerinden biri ciddi bir fark yaratıyor: Topluluğa hitabet. Ben bu konuya emek, zaman ve para yatırımı yaptım, yapmaya da devam ediyorum, tüm çalışanlara bu konuya aynı şekilde yatırım yapmalarını tavsiye ediyorum. (Bu konuda da şu program yararlı olabilir: https://bertayfisekci.com/egitim/konusmanin-sifreleri/ )
İş hayatında şöyle yapılırsa daha başarılı olunabilir diyebileceğiniz bir şey var mı?
Kariyerinize kısa dönemli değil uzun dönemli bakabilmek, müdürünüzle ilişkinizi katma değerli bir hale getirebilmek, işinizi beklentilerin üzerinden bir iş çıktısı ile yapmak, başarılarınızı duyurabilmek, hitabet becerilerinizi geliştirmek, şirkette ağ oluşturma konusunu stratejik bir şekilde ele almak ve uygulamak, kendi işinizi çok iyi yaparken aynı zamanda ek konularda istekli olmak ve şirkete değer katmak…
Bir ingilizce kısaltmayı bu konuda ilham vermesi amacıyla paylaşabilirim: P.I.E
Yani P : Performans – işimizi en iyi şekilde yapmalıyız, beklentilerin üzerinde olmalı performansımız
I : Image – yani algımız : İş yerinde her davranışımız algımızı oluşturur, bu algının doğru yerleşmesi için pro aktif biçimde çalışmamız gerekiyor.
E : Exposure – yani görünürlüğümüz : İşimizi iyi yapar ve algımızı olumlu hale getirirken bizi kimin tanıdığı ve desteklediği çok önemli hale geliyor, üst düzey yönetimden sizi tanıyıp destekleyecek liderleri bulmak ve onlarla ilişki geliştirmek de önemli bir eylem olabilir.
Kariyerinde belli bir noktaya gelmiş ve sonraki adımı planlarken zorlanan çalışanlara önerileriniz olur mu?
Tabii, bence her çalışan kendi durumunu kariyerinin her noktasında değerlendirebilmelidir. İçinde bulunduğu şirketin misyonuna ve kültürüne yakınlığını, bağlılığını takip etmelidir. Bu aşamada önemli konulardan biri her çalışanın sektöründe “değerini” bulabilmek için objektif bazı adımlar atabilmesidir. Örneğin sektöründe benzer işlerle ilgili araştırmalar yapmak, kafa avcıları ile görüşmek gibi… Bu çalışma hem içinde bulunulan rol için hem de sonraki adım için fayda sağlayacaktır diye düşünüyorum.
Diğer önemli bir konu müdürünüzle bir “gelişim diyaloğu” içinde olmanızdır. Böyle bir diyalog içinde değilseniz sadece rutin işleri yapıyor olabilir ve müdürünüzün terfi listesinde üst sıralarda olmayabilirsiniz. Böyle bir diyaloğunuz yoksa bu etkileşimi başlatma sorumluluğu da çalışan olarak sizdedir. Müdürünüzden iki ayda bir saat veya ayda yarım saatlik bir randevu isteyerek başlayabilirsiniz.
Müdürü ile sıkıntı yaşayan çalışanlara önerileriniz olur mu?
Tabii, bu iş hayatındaki başarımızın önemli etkenlerinden biri… Özellikle çok sayıda çalışanın kişisel tercihler veya farklı sebeplerle müdürleriyle çatıştıklarını, kutuplaştıklarını görüyorum. Bu noktada bir bakış açısı değişikliği gerekebilir. Müdürünüzle “uyumlanın”… Bu inanmadığınızı yapın ve istemediğiniz şeylere evet deyin demek değildir. Müdürünüz başarılı oldukça siz de ekibinizle başarılı olacaksınız, müdürünüz terfi ettiğinde onun yerine siz geçebileceksiniz. Müdürü ile uyumlu olan, iş çıktılarında başarılı olan ve ekip dayanışmasını dışa dünyaya sergileyen bir çalışan diğer müdürlerin de olumlu anlamda dikkatini çekecektir.
Müdürünüz için iş bitirici olun… Farklı fikirlerde olduğunuzda bunu onunla paylaşmanın yollarını bulabilir, onu etkileyebilirsiniz. Müdürünüzün üst yönetime verdiği raporlar içinde sizin yaptığınız işlerin önlerde yer alması için aktif çaba gösterebilirsiniz.
Müdürünüzle çatışmak size bir fayda getirmeyeceği gibi potansiyelinizi de boşa atmanıza sebep olabilir. Müdürünüzle ilgili “yetersiz”, “ilgisiz”, “aşırı bencil” gibi bazı yargılara vardıysanız ve yukarıdaki paragrafta anlattığıma benzer olumlu bir ilişki kurmanın imkansız olduğuna kanaat getirdiyseniz o zaman iş veya müdürünüzü değiştirmek için B planınızı hazırlamaya başlayabilirsiniz. Bu konuda şu program yardımcı olabilir. (https://bertayfisekci.com/egitim/mudurunuzu-anlayin-ve-iliskinizi-yonetin/ )
Son dönemdeki danışmanlık faaliyetlerinizden bahsedebilir misiniz?
Tabii, hizmetlerimi kurumsal ve bireysel hedef kitlelere göre grupladım ve ona göre sunuyorum. Kurumlara çalışan bağlılığını sağlayan programlar sunuyorum. Çalışanların bağlılıklarını %70’e kadar müdürleri belirliyor, bu gerçekten yola çıkarak yöneticilerin liderlik becerilerini geliştiren 6 aylık bir program sunuyorum. Ayrıca iş sahiplerine ve üst düzey yöneticilere mentörlük hizmetlerim devam ediyor.
Son bir yıldır Pozitif Zeka programını Türkiye’ye getirmiş olmaktan dolayı çok gururluyum. Pozitif zeka olaylara olumlu bakabilme kapasitemizi 6 haftalık bir programla somut olarak artıran bir program sunuyor, şu anda programı bireylere ve kurumlara sunuyorum. (Pozitif zeka webinarımı izlemek isterseniz https://bertayfisekci.com/pq-webinar-izle/ )
Hizmetlerim sık sık güncelleniyor, yenileri ekleniyor, takip etmek isteyenler Linkedin’den beni yakalayabilir (https://www.linkedin.com/in/calisan-bagliligi/ ) veya web siteme uğrayabilir. (www.bertayfisekci.com )